Journal of Planning - Planning: 24 (2)
Volume: 24  Issue: 2 - 2014
OPINION LETTER
1.Improving Building Permit Procedures in Municipalities
Yelda Kirbay Reis
doi: 10.5505/planlama.2014.83792  Pages 55 - 63
Büyük metropollerde özellikle Istanbul’da 1980 sonrası gelişen kaçak ve ruhsatsız yapılaşma, yaşam alanlarımızın afetlere karşı zarar görebilirliğini arttırdığından, imar kurallarına ve ruhsatına uygun yapılaşma sürecinin uygulanması afetlere hazırlıklı olmanın temel şartlarından biridir. Planlama ve yapılaşma süreçlerinde önemli görevleri olan belediyelerin bu süreçleri izlemek ve yönetmek adına yeterli teknik ve mesleki yeterlilikleri sahip olmadığı bilinmektedir. Istanbul Valiliği Istanbul Proje Koordinasyon Birimi tarafından yürütülmekte olan ISMEP Projesi C Bileşeni kapsamında hazırlanan ve uygulanan bu proje ile, belediyelerde yürütülen imar, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni süreçlerinin daha etkin hale getirilmesi, belediyeye gelen vatandaşların ve proje müelliflerinin, ilgili süreçlere ilişkin her türlü başvuru ve şikayete ilişkin daha cevap alabilir, hızlı ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması sağlanmıştır. Bütüncül bir yaklaşım içerisinde kurulan sistem, yapı denetimi ve imar süreçlerinin yönetiminin etkinliğini arttırdığı gibi aynı zamanda, afete hazırlık kapsamındaki karar alma ve uygulama aşamalarına hizmet edecektir.
Unplanned spatial development with illegal and unauthorized buildings emerged in big metropolitan cities in Turkey especially after 1980s led to increase the vulnerability of our living areas to disasters. Thus, land use development and construction processes compliant with building codes and regulations are very important and basic step to improve preparedness level for any disaster. It is well known that there is a lack of technical and professional capacity in municipalities to monitor building permit and construction processes and also transparency in municipality services is very limited. The project under Component C of ISMEP (Istanbul Seismic Risk Mitigation and Emergency Preparedness Project) implemented by Istanbul Governorship Istanbul Project Coordination Unit ensured more effective processes for development and building permit activities including construction and building inspection in Bağcilar Municipality. As a result, the monitoring capacity for planning and construction process increased a more transparency in controlling land use development and managing related municipality services provided at the municipality level. This will clearly contribute to take necessary actions in decision making and implementation phases on disaster risk reduction activities.

2.ICT in Urban Planning, About Sustainable Feature of The Smart City
Azadeh Rezafar, Turgay Kerem Koramaz
doi: 10.5505/planlama.2014.65365  Pages 64 - 66
Abstract |Full Text PDF

REVIEW
3.Benefiting From the Environmental Justice Paradigm as a Conceptual Framework in Turkey
Aslı Öğüt Erbıl
doi: 10.5505/planlama.2014.92905  Pages 67 - 73
Bu derleme yazısı, son dönem Türkiye’sinde gözlemlediğimiz yeni dalga toplumsal hareketlilik ve çevre bilincinin, insan-çevre ilişkisinin de sorgulandığı yeni bir çevre paradigmasını kucakladığını savunmaktadır. Dolayısıyla bu dönem içinde, artan çevre bilinci ve toplumsal hareketlerin sadece ana-akım çevreci veya kapitalist/neo-liberal eleştirel yaklaşım çerçevesinde açıklanması da yetersiz kalmaktadır. Söz konusu noktada, daha kapsamlı ve kapsayıcı bir çerçeveye, ihtiyaç duyulmaktadır, ki böyle bir çerçeve de Çevresel Adalet Paradigması tarafından sunulmaktadır. Bu makale, çevresel adalet kavramı ve paradigmasının kapsamı ve sınırlarını betimleyerek, Türkiye’de farklı sosyal sınıflar içinde boy gösteren son dönem çevre-ilintili toplumsal rahatsızlıkların okunması ve açıklanmasına da yardımcı olabilecek yeni bir pencere açmaktadır.
The article argues that Turkey has entered a new wave of environmental consciousness and collective action that embraces a new environmental paradigm in which human-environment relations are also questioned. Consequently, today’s environmental awareness and activism in Turkey cannot be read or explained solely within the limits of the mainstream environmentalist framework or capitalist/neoliberal critique framework; there is a need for a more comprehensive and inclusive framework, and this is offered by the Environmental Justice Paradigm. This article presents the context and boundaries of environmental justice concept and paradigm, and also provides a new window to read and explain recent environment-related social distress in Turkey with a different scope.

4.Livability and Spatial Quality in terms of Human Needs and Spatial Affordances
Meriç Demir Kahraman
doi: 10.5505/planlama.2014.29591  Pages 74 - 84
“Yaşanılırlık” bireylerin yaşamsal tatmin hissine doğrudan katkıda bulunan, mekanların niteliklerine ilişkin bir ilke olarak tanımlanmakta, bireyin mekan kullanım tercihini artıracak bir kalite düzeyini tariflemektedir. Ancak burada bahsi geçen kalite düzeyi sadece kapital karşılığı ile ölçülen teknik bir ifade içermemektedir. “Mekansal kalite”, insan-mekan ilişkisi içerisinde yer bulan, J.Gibson’ın geliştirdiği “Olanaklar Teorisi” ile açıklanan “Mekansal Elverişlilik” kapsamında ele alınması gereken bir niteliktir. Kalite, mekanın insanın hangi ihtiyaçlarına ne ölçüde karşılayabildiği, mekanın nelere elverdiği ve bu anlamda da kullanıcıların davranışlarını nasıl yönlendirdiği ile doğrudan ilişkilidir. Zira mekan edilgendir ve insan mekanın etkenidir. Daha da önemlisi kullanıcısı olmayan mekan sadece nesne ifadesi taşıyacaktır. Nitekim, insan ve mekan arasındaki ilişki pragmatik bir başlangıç sonrası anlamsal süreçler içermektedir. Ancak bugün birçok kamusal mekan, kullanmaktan ziyade, seyredilmek için tasarlanmaktadır; bunlar düzenli, temiz ve boş “insan yok, sorun yok” alanlar(ı)dır. Aynı yaklaşım özel mekanların organizasyonunda da görülmektedir. Bu durumu mekanın, işlevselliğinden ve elveriş niteliğinden bağımsız bir kalite anlayışı ile kavranıldığı şeklinde açıklanmaktadır. Bu çalışmada mekânsal kalite ve yaşanılırlık olguları insan-mekan ilişkisi kapsamındaki süreçler ve kavramlarla ilişkili olarak tariflenmiştir. Çalışma, insanların benzer ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirdikleri mekansal arayışlar ve ihtiyaçlarına yönelik ortak etkinliklerine zemin oluşturan kamusal mekanların kalite ölçütleri üzerine kurgulanmıştır.
The term livability is defined as a principle which contributes directly to the vital satisfaction of individuals, and is related to the specifications of spaces. It defines a quality level that enhances the spatial usage preferences of individuals. However, ‘quality level’ as used here is not a technical statement measured only by its capital provision. The term “spatial quality” must be considered within the scope of ‘Spatial Affordances’ as described by the ‘Theory of Affordances’ developed by J. Gibson in the field of human-space relationships. Spatial quality is directly related to the extent to which space meets human needs, and in this sense, how space orients human behavior, given that space is passive and humans its determinants. More importantly, a space that has no users can only carry the significance of object. Thus, the relation between human and space contains a semantic magnitude that follows from its pragmatic inception. However, many public spaces today are especially/intentionally designed to be observed rather than used: orderly, clean, empty, ‘no human, no problem’ spaces. The same attitude can also be observed in the spatial organization of private spaces. In this context, it may be said that space is apprehended as a concept of quality rather than in terms of its affordance specifications. In recognition of this, the terms ‘spatial quality’ and ‘livability’ are described in this study in terms of their relation with the processes and concepts of human-space relations. The study is based on the quality criteria for public spaces, insofar as these spaces form the basis for humans’ search for space according to shared needs and activities.

RESEARCH ARTICLE
5.Trabzon Airport Revision Master Planning With a Strategic Planning Approach
Dilek Beyazlı, Ersin Türk, Sanem Özen Turan, Saliha Aydemir, Şinasi Aydemir
doi: 10.5505/planlama.2014.68077  Pages 85 - 94
Bir havalimanı büyük ve farklı tesislerin, sistemlerin, kullanıcıların, çalışanların, kuralların ve düzenlemelerin birleşiminden oluşur (IATA, 2004). Bu bağlamda havalimanı master planları planlama, mühendislik ve teknik tasarımlar gerektiren, işletme ve yönetim tekniklerini içeren, politik ve siyasi kararlara ihtiyaç duyan çok disiplinli ve karmaşık bir yapıdadır. KTÜ Havalimanı Çalışma Grubu, havalimanı master planı çalışmasının çok disiplinli ve karmaşık yapısını göz önünde bulundurarak; International Air Transport Association (IATA) tarafından tanımlanan geleneksel havalimanı master planlama sürecini, stratejik planlama yaklaşımı ile bütünleştirerek yeni bir havalimanı master planlama modeli geliştirmiş ve Trabzon Havalimanı Revizyon Master Planlamasında kullanmıştır. Bu makalede, geliştirilen planlama modeli, süreci ve sonuçları Trabzon Havalimanı Revizyon Master Planlaması özelinde paylaşılmaktır.
An airport is a combination of a large and diverse facilities, systems, users, workers, rules and regulations (IATA, 2004). Therefore, airport master plans have a multi-disciplinary and complex structure that calls for political and social decisions requiring planning, engineering and technical designs, including operation and management techniques. Karadeniz Technical University (KTU) Airport Workgroup have developed a new model for airport master planning which considers the multi-disciplinary and complex structure of airport master plans, and integrates the traditional airport master planning process as defined by International Air Transport Association (IATA) with a strategic planning approach. This new model was used in Trabzon Airport Revision Master Planning, and this paper sets out the developed planning model, its process and its results as seen in this case.

6.Ankara Sinpas Altinoran Housing Project and Ecological Design
Selda Gülcan Ünal
doi: 10.5505/planlama.2014.18209  Pages 95 - 106
Ekolojik tasarım ilkeleri küresel çevre sorunlarına karşı kaçınılmaz bir yaklaşımdır. Bu nedenle enerji kullanımının %40’ından fazlası ve sera gazı emisyonlarının üçte birinden sorumlu olan binalarda iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik programlara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Günümüzde kentlerin çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından ekolojik planlama ve tasarım bir zorunluluk olmaya başlamıştır. Yaşam çevreleri ekolojik olarak tasarlanırken; yerleşimlerin çevre üzerindeki etkisinin azaltılması, suyun etkin kullanımı, toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, düşük düzeyde atık üretimi, geri dönüşümlü malzeme kullanımı gibi kriterler önem kazanmaktadır. Bu kapsamda özellikle son dönemde yapılan büyük konut projelerinde; çevre kalitesinin yükseltilmesi, ekonomik, ekolojik, sosyal boyutlarıyla “sürdürülebilir” ve “insan gereksinimlerine uyumlu” bir yaşam çevresinin yaratılması amaçlanmaktadır. Bu amaçla Ankara’nın en yüksek bölgelerinden Oran semtindeki özel konumu, manzarası ve prestijli bir bölge içerisinde bulunması, Türkiye’nin özel sektör tarafından üstlenilen en büyük konut projesi olan Sinpaş Altonoran seçilmiştir. Bu makalede; Ankara Sinpaş Altınoran Konut Projesinin ekolojik tasarım ilkelerine göre bir değerlendirmesi yapılmaktadır.
Ecological design principles constitute an incontrovertible approach in response to global environmental problems. With buildings responsible for more than 40% of worldwide energy consumption and one third of greenhouse gas emissions, it follows that energy efficiency efforts in building design are of the utmost importance. In the modern world, ecological planning and design have become essential for environmental, economic and social sustainability of urban life. In the design of ecological living environments, criteria such as minimization of environmental impact of settlements, efficiency of water use, development of better public transport systems, use of renewable energy resources, and decreased waste generation and increased recycling are all gaining in importance. In this context, and especially in large-scale residential projects, the aim is to create an ecologically, economically and socially “sustainable” living environment, “compatible with human needs”. Sinpaş Altınoran, the largest private sector-funded housing project in Turkey, was selected for this study because of its location in the district of Oran, a prestigious area which overlooks the city. This paper evaluates Ankara Sinpaş Altınoran Housing Project in light of ecological design criteria.

7.The Physical Structure of Streams in Istanbul
Hülya Dinç, Fulin Bölen
doi: 10.5505/planlama.2014.97269  Pages 107 - 120
Abstract |Full Text PDF

BOOK REVIEW
8.
Spatial Planning Systems and Practices in Europe. Mario Reimer, Panagiotis Getimis ve H. Heinrich Bloetevogel. 2014. Routledge
Gülden Erkut, Ervin Sezgin
doi: 10.5505/planlama.2014.80299  Pages 121 - 124
Abstract |Full Text PDF

LookUs & Online Makale